DİŞLERİNİZİ NE KADAR TANIYORSUNUZ?

  • 0

DİŞLERİNİZİ NE KADAR TANIYORSUNUZ?

DİŞLERİNİZİ NE KADAR TANIYORSUNUZ?

Kuron
— Dişin üst kısmıdır ve gözle açıkça görülebilen tek yerdir. Kuronun şekli dişin fonksiyonunu belirler. Örneğin, ön dişler besinleri koparmak için keskin bir şekle, azı dişleri ise besinleri öğütmek için düz yüzeylere sahiptir.

Dişeti Çizgisi
— Dişle dişetinin birleştiği yerdir. Doğru fırçalama ve diş temizliği yapılmadığı takdirde, dişeti çizgisinde plak ve tartar oluşarak, dişeti iltihabı ve dişeti hastalığına neden olabilir.

Kök
— Dişin kemiğe gömülü olan kısımdır. Kök, dişin yaklaşık üçte ikisini oluşturur ve dişi yerinde tutar.

Mine
— Dişin en dış tabakasıdır. Mine aynı zamanda vücuttaki en sert ve en çok mineralli dokudur . Doğru ağız temizliği sağlanmadığı takdirde durum çürümeyle sonuçlanabilir.

Dentin
— Minenin altındaki diş tabakasıdır. Çürük mineden içeri ilerleyebilirse, bir sonraki ulaşacağı yer dentindir. Bu bölümde pulpaya giden milyonlarca kanalcık bulunmaktadır.

Pulpa
— Dişin merkezindeki, sinir dokuları ve kan damarlarının bulunduğu yumuşak dokudur. Çürük pulpaya ulaştığında genellikle ağrı hissedilir.

Kaç çeşit diş vardır?

Her dişin özel bir fonksiyonu bulunmaktadır:

Kesici Dişler
— Yiyecekleri kesmede kullanılan keskin ön dişler (Dört adet üstte ve dört adet altta bulunur).

Kaninler
— Köpek dişi adı da verilen bu dişler, sivri uçlara sahiptir ve koparmaya yararlar.

Küçük azı Dişleri
— Bu dişlerin çiğneme yüzeyleri üzerinde iki tümsek (sivri uç) bulunur. Küçük azı dişleri ufalamaya ve koparmaya yarar.

Azı Dişleri
— Yiyecekleri öğütmek için kullanılırlar. Çiğneme yüzeyinde birden çok tümsekcik vardır.


  • 0

​YAŞLI BİREYLERDE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI​

​YAŞLI BİREYLERDE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI​

Protez kullanmayan yaşlı hastalarda yüzde ve dudaklarda çöküntü, ağızda büzülme ve dudak köşelerinden başlayan kırışıklıklar meydana gelir.
eriatrik Diş Hekimliği

Yaşlı bireylerde;

* Dişlerin renginde matlaşma, alt keser çapraşıklığıProtez Diş
* Diastema oluşması ile papillerin kaybolması
* Dişlerin proksimalleri arasında karanlık üçgenler oluşması
* Kesici kenarlarda abrazyon
* Çatlak, renklenme
* Dişeti çekilmeleri
* Alveol kemiğinde, özellikle dişsiz bölgelerde ileri derecede kemik erimeleri
* Tükrük salgısında azalma, dolayısı ile protez toleransında azalma

Protez kullanmayan yaşlı hastalarda yüzde ve dudaklarda çöküntü, ağızda büzülme ve dudak köşelerinden başlayan kırışıklıklar meydana gelir. Protez kullanan hastalarda proteze bağlı çeşitli problemler görülebilmektedir.

a) Protez Stomatiti :

Ağız mukozasında, protez kullanımına bağlı oluşan iltihabı değişikliktir. Üç tip protez stomatiti tanımlanabilir.

Tip I; Lokalize iltihap ve iğne ucu şeklinde küçük hiperemik alanlar; protezlere bağlı mekanik travma sonucu gelişir. Protezlerin düzeltilmesi ve uygun oklüzal ilişkilerin sağlanmasıyla iyileşir.

Tip II; Yaygın eritemle karakterize iltihap (diffuz stomatitis).

Tip III; Neoplastik olmayan ve değişen derecelerde iltihap ile birlikte görülen papiller hiperplazi (granüler protez stomatitisi, inflamatuvar papiller hiperplazi).

Protez Diş

b) Angular Cheilitis:

Yüzün vertikal boyunda azalma, dudak köşelerinin nemli olması ve yanak emilmesi sonucu dudak köşelerinde oluşan fîsürler.

Yaşlı bireylerde implant uygulanımı; Hastanın anatomik, sistemik özellikleri uygun ise arka diş eksikliklerinde, implant tedavisi için yaşın bir engel olmadığı ve ağız içi hijyeni iyi olan bireylerde implant ile kemik arasındaki bağlantı başarılı olabilmektedir.


  • 0

DENTAL RESTORASYON

DENTAL RESTORASYON

Zamanı Dolmuş Restorasyonlar (Dolgu Ve Kuronlar) Niçin Yenilenmelidir?

Bunun bazı sebepleri vardır;

​TEKRARLAYAN ÇÜRÜKLER; İlk çürüğe sebep olan şartlar, dolgunun etrafında başka çürümelere de zemin hazırlayabilir. Diş temiz tutulmazsa dolgunun kenarlarından tekrar çürüyebilir. Dişin üzerinde bir kuron varsa ve ağız bakımına da dikkat edilmiyorsa, kuronla diş arasında kolaylıkla çürüme başlayabilir. Daha önce bahsedildiği gibi çürüğe müdahale edilmezse, çürük dişin sinir odasını işgal ederek a​p​seye yol açabilir. Bu olaylar, kanal tedavisi veya dişin kaybıyla sonuçlanacaktır.

YIPRANMA; Bir restorasyonunun ömrünü etkileyen birçok faktör olmasına rağmen, gümüş (amalgam) dolgu, kuron veya köprünün ortalama ömrü 5 ila 15 yıldır. kompozitlerin (plastik-diş renkli dolgu) ortalama ömrü ise 5 ila 10 yıldır. Çiğnemek suretiyle dişlere ve dolgulara uygulanan sürekli kuvvetler yıpranma sebebidir. Bazı durumlarda porselen veya altın kuronlar, karşı dişin sürekli öğütmesinden dolayı yıpranır.

ÇATLAKLAR; Gün boyunca dişlerimiz tahminimizden daha çok fiziksel kuvvetlere maruz kalır. Sadece yemek yerken bile dişlerimizin santimetre  ​karesi yüzlerce kilogram-kuvvet değerinde basınca maruz kalır. Isırma basıncı ve sert yiyeceklerin çiğnenmesi dişler veya restorasyonlarda ince çatlaklara sebep olabilir.

AŞINMALAR; Çatlaklar için zamanında önlem alınmazsa dişler kırılır veya aşınır. Daha pahalı ve ayrıntılı işlemlere ihtiyaç duyulur hale gelir. Bu tip dişlere kuron tavsiye edilir. Bazen bahsedilen bu çatlak ve aşınmalara, porselen kuronda da rastlanır. Aşınmış bir porselenin ömrü dolmuştur ve parçalanmaya başlar. Rutin kontrollerde mevcut porselen kuronlarda​​ki yıpranmaların saptanması ve gerekli önlemlerin alınması restorasyonun ömrünü uzatacaktır.

ESTETİK; Zamanla dolgular renk değiştirir veya lekelenir. Dolguların görüntüsünün değişmesi bazı zamanlarda sağlık açısından bir risk teşkil etmese de ağız içinde hoş olmayan bir görüntüye sebep olacaktır. Günümüzde metal renkli dolguların yerine, dişlerle aynı renkte özel dolgu maddeleri kullanılarak bu hoş olmayan görüntülerden kurtulmak mümkündür.

DİŞ​ ​ETİ HASTALIKLARI; Birçok hasta diş​ ​eti hastalığı sebebiyle dişlerini kaybedeceğinden habersizdir. Dişeti hastalığı sebebiyle hiç çürüksüz dişler bile kaybedilebilir. Bu süreç çok yavaş ilerler. Dişeti çekilmesini kemik kaybı izler ve dişin destek dokuları eridiğinde dişin kaybı kaçınılmazdır. Dişhekiminiz bu hastalığı tespit ettiğinde, hastalığın ilerlemesini durdurucu önlemlerden bahsedecektir.


  • 0

Dişlerin Düzgün Konuşmaya Etkisi

Dişlerin Düzgün Konuşmaya Etkisi

Konuşma, insan ilişkilerinin en önemli unsurlarından biridir. Bazı meslekler ise tamamen düzgün konuşma temellidir, Bu meslekler; Politika, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık, avukatlık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır.
Düzgün konuşmada, birçok unsurun ve eğitimin yanında dişlerin de önemli rolleri vardır.

Aşağıda ki örnekler bu rolü vurgulamaktadır.
DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.
FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.
SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.
Dişler çene kemikleri, diş​ ​etleri, dil, damak, bu​n​ların hepsi, çiğneme, tat alma. yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.


  • 0

DİŞ ÇARPRAŞIKLIKLARI

DİŞ ÇARPRAŞIKLIKLARI

Ortodonti ; Yüz, çeneler ve dişler arasındaki bozulan ilişkiyi inceleyen ve oluşan anomalilerin tedavisi ilgilenen bir diş hekimliği dalıdır. Çapraşık dişlerin estetik mahzurlarının yanında ağız hijyenini sağlamaktada sorunlar çıkardığı bilinen bir gerçektir.
Dişler düzenli sıralanmadığı için bakteri plağı retansiyonu fazla olacaktır, burada üreyen mikro organizmaların ürettiği asitler dişin minesinde çürük ve dişetlerinde periodontal sorunlara yol açabilir.

Ortodontik tedavileri, Süt dişlerinin ağızda olup olmamasına göre 3 dönem halinde incelersek

Süt dişli dönemde ; okul öncesi dönemdir. Bu dönemdeki parmak emme, dudak ısırma, uzun süre biberon ve yalancı emzik kullanımı gibi kötü alışkanlıklar adını verdiğimiz faktörlere bağlı sorunlar süt dişli dönemde ortadan kaldırılırsa kalıcı bir iskeletsel anomali oluşmadan tedavi edilebilir. Bu amaçla ağız içinden yada dışından kuvvet alan apareyler kullanılabilir

Karışık dişlenme döneminde ; Bu dönem ilkokul çağlarıdır. Süt dişlerinin dışında, ağızda daimi dişlerde çıkmaya başlamıştır. Süt dişlerinin alttan gelecek dişler için rehberlik görevi vardır. Zamansız kaybedilen süt dişlerine bağlı olarak diğer dişlerin bu boşluğa doğru kayması, alttan gelen dişlere ait alanın daralmasına sebep olur.

Bu durum kalıcı dişin farklı bir pozisyonda çıkmasına sebep olabilir. Süt dişlerinin zamanından geç düşmeside alttan gelen dişin farklı pozisyonda çıkmasına yada çene içinde gömük kalmasına sebep olabilir. Bunlara bağlı oluşançapraşıklığın giderilmesi ortodontinin konusudur.

Daimi dişlenme döneminde ; Karışık dişlenme döneminde başlayıp ergenliğin sonuna kadar süren çeneler arası uyumsuzluklar (alt çenenin üst çeneye göre ileride yada üst çeneye göre çok geride olması gibi) Ortodontik tedavinin konusudur.

Bunların dışında Diş eti hastalıklarına bağlı ( periodontitis’e bağlı ) dişlerin kayması ve çekilmiş olan dişlerin boşluğuna doğru kayan dişlerin düzensizlikleri de ortodontik tedavinin konusudur.

ORTODONTİK TEDAVİ ESNASINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1-Tedaviye başlanmadan ağızdaki çürükler ve dişetleri tedavi edilmiş olmalıdır.
2-Apareyler takıldıktan sonra ağız hijyenini korumak konusunda maksimum özen gösterilmelidir.Apareyler civarında bakteri plağı oluşumuna müsade etmemek gerekir.
3-Kontroller sırasında hekimin tavsiyelerine uyulmalıdır.
4-Randevular aksatılmamalıdır.
5-Hareketli apareylerde kırılma yada sabit braketlerde çıkma olursa hekim haberdar edilmelidir.
6-Pekiştirme tedavisi, doktorunuzun önerdiği süre ve zamanlarda takılmalıdır.

PEKİŞTİRME TEDAVİSİ NEDİR​?​

​Diş Teli olarak da bilinen Ortodontik tedavide kullanılan tüm düzeneklere bu isim verilir. Çoğunlukla dişler üzerine kuvvet iletmek için kullanılırlar, fakat bazıları ise Alışkanlık kırıcılar ( habit breaker ) ve pekiştirme apareyi gibi pasif apareylerdir. Hareketli apareyler ve sabit apareyler olarak sınıflandırılır.
Hareketli apareyler : Ağızdan takıp çıkarılabilen ve üzerindeki yay, vida gibi parçalar sayesinde dişlere kuvveti ileten apareylerdir.

Sabit apareyler : Braket adı verilen minik metal parçalar dişe yapıştırılır bunlar tedavi bitene kadar kadar çıkartılmaz.

Apareyin seçiminde en kısa zamanda en iyi sonuca ulaştıracak yönteme, ortodontist tarafından karar verilir. Ailenin ekonomik durumu, çocuğun tedavi isteği ve uyumu​ ​da kararı etkiler.


  • 0

FLORLAMA VE FİSSÜR ÖRTÜCÜLERİ

FLORLAMA VE FİSSÜR ÖRTÜCÜLERİ

“Flor uygulaması, dişlerin çürük oluşumuna karşı daha dirençli olmasını sağlayan ve ağız içerisinde çürük oluşturucu mikroorganizmaları azaltan bir yöntemdir”

FLORLAMA NEDİR
Florlama, özel üretilmiş tek kullanımlık kaşıklar ile jel kıvamındaki floru dişlere lokal olarak tatbik etmek suretiyle yüksek konsantrasyondaki florun minenin yapısını güçlendirmesi esasına dayanır.Yaklaşık olarak 30 ila 60 saniye arasında dişe tatbik edilir. 6 aylık periodik kontrollerde flor uygulaması yapılması çürüğe karşı önemli ölçüde koruma sağladığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

KİMLERE FLOR UYGULAMASI YAPILABİLİR
Yetişkin veya çocuk farketmeksizin çürüksüz ağızlarda koruyucu olarak,
Dişlerinde hassasiyet problemi olan hastalarda hassasiyeti gidermeye yardımcı olarak,
Dişlerinde erezyon görülen kişilerde,
Çürüğe yatkın ağızlarda koruyucu olarak,
Ağız hijyenini sağlamakta güçlük çeken veya özel bakıma ihtyac duyan rahatsızlığı olan bireylerde

HANGİ SIKLIKTA FLOR UYGULAMASI YAPILMALIDIR
Ortalama olarak 6 aylık rutin kontrollerde flor uygulaması yapılması ve diğer koruyucu yöntemler ile çürük oluşumunu önemli ölçüde engellemek mümkündür.Ancak yaşa ve çürük oluşma riskine bağlı olarak değişik sıklıklarda flor uygulamasına gerek görülebilir.