Author Archives: admin

  • 0

Ağız Kokusundan Kurtulun

Toplumlarda çok yaygın olan ağız kokusu kişinin hem kendisini hem de çevresini rahatsız eden dolayısıyla sosyal yaşamı olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Ağız kokusu yiyecek içecek veya vücuttaki fizyolojik olaylardan kaynaklı geçici bir durum olabileceği gibi bazı hastalıkların belirtisi de olabiliyor. Son durum patolojik ağız kokusu olarak da adlandırılır. Tedavi için öncelikle ağız kokusuna yol açan etmenler ortadan kaldırılması gerekir.
İster fizyolojik ister patolojik olsun, ağız kokusuna meydan vermemek veya var olan ağız kokusundan kurtulmak için alınacak bazı tedbirler, izlenecek bazı yollar vardır. Bu tedbirlerin çoğu genel vücut sağlığı için her insanın yapması gereken gündelik basit uygulamalardır. Ağız kokusuna meydan vermemek için yapılabilecek on farklı uygulama burada özetlenmiştir.

Ağız temizliğini ihmal etmeyin
Yemeklerden sonra diş fırçalamayı hiç ihmal etmeyin. Bu işlemi yaparken dilinizi de fırçalayın. Çünkü ağız kokusu problemlerinin % 90’ı ağız içi sebeplerden kaynaklanır. Ağız içi kaynaklı kötü kokunun da % 50’si dil yüzeyinde biriken eklentilerden, yani dilden kaynaklanır. O halde ağız kokusunun giderilmesinde ilk yapılacak iş ağız temizliğidir. Ağız temizliği, ağız kokusu problemi yaşayan hastalara uygulanacak tedavi aşamalarının ilk halkasını oluşturur.

Alkol ve sigaradan uzak durun

Sigara hem kendine özgü kötü kokusu nedeniyle doğrudan hem de tükürük salgısını azaltıp ağız kuruluğu yaparak dolaylı yönden ağız kokusuna yol açar. Alkol ve sigaranın kötü kokuları yanında diğer zararlarını da düşünerek bunlardan kurtulmanın yollarını arayın.

Diğer taraftan turp, soğan, sarımsak, çeşitli baharatlar kendine has kokuları olan yiyeceklerdir ve ağız kokusuna yol açarlar. Cami gibi, insanların toplu olarak bulunduğu mek​a​nlara giderken bu tür yiyeceklerden uzak durun.


  • 0

ÇOCUKLARDA DÜŞME ve YARALANMA Anındaki Diş Travmaları

– DİŞ TRAVMALARI
Hem aile hem de çocuk için son derece kaygı verici bir durum olan diş travmaları, tüm çocukların yaklaşık 1/3’ünde görülmektedir.
Özellikle 1-3 yaş arası çocuklar, yürümeyi yeni öğrenirken henüz dengelerini sağlayamadıkları için sıklıkla düşerler.

Bu düşmelerden en çok etkilenen dişler üst ön-kesici dişlerdir.
Hafif çarpmalar sıklıkla dudak, diş etleri gibi yumuşak dokularda yaralanmalara neden olurken şiddetli çarpmalar dişlerde sallanmalara, dişin ağızda görülen kısmında ya da kökünde kırıklara, hatta bazen dişin tamamen yerinden çıkmasına neden olabilmektedir.

– Diş travmasında ne yapmalıyım?

Diş travması durumunda öncelikle anne-babanın sakin olup yapılması gerekenleri panik olmadan uygulamalıdır. Öncelikle bilinmesi gereken en önemli nokta, travmanın boyutu ne olursa olsun mutlaka diş hekiminize ulaşarak bilgi alışverişinde bulunmanız gerektiğidir. Dışarıdan bakıldığında çok önemsiz gibi gözüken travmalar bile diş kaybına neden olabilir.

Eğer dişin tamamı yerinden çıkmışsa, dişin kök kısmına dokunmadan tutularak temiz, akan su altında yıkanmalıdır. Düşen dişin, hekime ulaştırılması için ideal ortam ağız içidir. Ancak çocuk dişi kolayca yutabileceği için bu yöntemi önermiyoruz. Düşen diş mümkünse süt içinde değilse temiz su içinde en kısa sürede hekime ulaştırılmalıdır. Dişi ulaştırdığınız da hekiminiz, düşen dişin süt ya da kalıcı olması, dişin çukurunun ve dişin travmadan etkilenme derecesine göre dişin yeniden yerine yerleştirilip yerleştirilmeyeceğine karar verecektir.

– KISACA TRAVMA ANINDA;

• Zaman kaybetmeden hekiminiz ile temas kurun.
• Yerinden çıkan ya da kırılan dişi köküne dokunmadan temiz akan su ile yıkayın ve süt içinde hekiminize ulaştırın.
• Sallanan dişi daha fazla sallamayın ve derhal hekime başvurun.
• Travma sonrası dişlerde gözle görünen bir sorun görünmüyorsa bile mutlaka uygun bir zamanda diş hekimi muayenesine gidin. Dışarıdan belli olmayan ama gömülen ya da alttaki kalıcı dişlere zarar veren travmalar uzun dönemde diş kayıplarına ve diş çarpıklıklarına yol açabilir.


  • 0

BİBERON ÇÜRÜĞÜ ÖNEMLİDİR

– Biberon çürüğü nedir?

Erken dönem çocukluk çağı çürükleri ya da diğer adıyla biberon çürükleri; bebeklerin üst keser dişlerinde başlayan ve çok çabuk ilerleyen yaygın bir çürük tipidir.

Biberon çürükleri, ilk olarak dişlerin minesin de tebeşirimsi beyaz lekelenmeler ile başlar. Zamanla mineden doku kayıpları görülür ve beyaz tebeşirimsi lekelenmelerin yerini sarı-kahve lekelenmeler alır. Çoğunlukla aile dişlerdeki çürüğü fark ettiğinde çürükler oldukça ilerlemiştir.

Biberon çürüğünde; çürüğe neden olan biberon değil, biberonun içindeki süttür. Hem anne sütü, hem de inek sütü doğal olarak bol miktarda şeker (laktoz) içerir. Bebeklerin gece yatmadan önce ya da uyku sırasında anne sütü emmesi ya da biberon ile inek sütü içmesi ile ağız içinde biriken süt, bakterilerin hızla çoğalması için uygun bir ortam oluşturur. Uykuda tükürük salınımının azalması, bakterilerin ürettiği asit karşısında minenin çözülmesini kolaylaştırır. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası süt dişlerinin temizliğine özen gösterilmelidir.

– Biberon çürüğü önemli midir?

Biberon çürüğü görülen dişler tedavi edilmezse ağrı yapar ve iltihaplnr ve İltihaplı ya da ağrıyan dişler bebeğin huzursuzlanmasına ve beslenme düzeninin bozulmasına neden olur. İltihap alttan gelecek kalıcı dişler de etkileyip şekillerinin bozuk olmasına yol açar. Bu dişler çekilmek zorunda kalırsa çocukta konuşma problemleri ortaya çıkabilir.

– Biberon emmediği halde bebeğimin dişleri çürüdü sebebi ne olabilir?

Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbohidratlı/şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek; diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir.


  • 0

DİŞ ÇARPRAŞIKLIKLARI

DİŞ ÇARPRAŞIKLIKLARI

Ortodonti ; Yüz, çeneler ve dişler arasındaki bozulan ilişkiyi inceleyen ve oluşan anomalilerin tedavisi ilgilenen bir diş hekimliği dalıdır. Çapraşık dişlerin estetik mahzurlarının yanında ağız hijyenini sağlamaktada sorunlar çıkardığı bilinen bir gerçektir.
Dişler düzenli sıralanmadığı için bakteri plağı retansiyonu fazla olacaktır, burada üreyen mikro organizmaların ürettiği asitler dişin minesinde çürük ve dişetlerinde periodontal sorunlara yol açabilir.

Ortodontik tedavileri, Süt dişlerinin ağızda olup olmamasına göre 3 dönem halinde incelersek

Süt dişli dönemde ; okul öncesi dönemdir. Bu dönemdeki parmak emme, dudak ısırma, uzun süre biberon ve yalancı emzik kullanımı gibi kötü alışkanlıklar adını verdiğimiz faktörlere bağlı sorunlar süt dişli dönemde ortadan kaldırılırsa kalıcı bir iskeletsel anomali oluşmadan tedavi edilebilir. Bu amaçla ağız içinden yada dışından kuvvet alan apareyler kullanılabilir

Karışık dişlenme döneminde ; Bu dönem ilkokul çağlarıdır. Süt dişlerinin dışında, ağızda daimi dişlerde çıkmaya başlamıştır. Süt dişlerinin alttan gelecek dişler için rehberlik görevi vardır. Zamansız kaybedilen süt dişlerine bağlı olarak diğer dişlerin bu boşluğa doğru kayması, alttan gelen dişlere ait alanın daralmasına sebep olur.

Bu durum kalıcı dişin farklı bir pozisyonda çıkmasına sebep olabilir. Süt dişlerinin zamanından geç düşmeside alttan gelen dişin farklı pozisyonda çıkmasına yada çene içinde gömük kalmasına sebep olabilir. Bunlara bağlı oluşançapraşıklığın giderilmesi ortodontinin konusudur.

Daimi dişlenme döneminde ; Karışık dişlenme döneminde başlayıp ergenliğin sonuna kadar süren çeneler arası uyumsuzluklar (alt çenenin üst çeneye göre ileride yada üst çeneye göre çok geride olması gibi) Ortodontik tedavinin konusudur.

Bunların dışında Diş eti hastalıklarına bağlı ( periodontitis’e bağlı ) dişlerin kayması ve çekilmiş olan dişlerin boşluğuna doğru kayan dişlerin düzensizlikleri de ortodontik tedavinin konusudur.

ORTODONTİK TEDAVİ ESNASINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1-Tedaviye başlanmadan ağızdaki çürükler ve dişetleri tedavi edilmiş olmalıdır.
2-Apareyler takıldıktan sonra ağız hijyenini korumak konusunda maksimum özen gösterilmelidir.Apareyler civarında bakteri plağı oluşumuna müsade etmemek gerekir.
3-Kontroller sırasında hekimin tavsiyelerine uyulmalıdır.
4-Randevular aksatılmamalıdır.
5-Hareketli apareylerde kırılma yada sabit braketlerde çıkma olursa hekim haberdar edilmelidir.
6-Pekiştirme tedavisi, doktorunuzun önerdiği süre ve zamanlarda takılmalıdır.

PEKİŞTİRME TEDAVİSİ NEDİR​?​

​Diş Teli olarak da bilinen Ortodontik tedavide kullanılan tüm düzeneklere bu isim verilir. Çoğunlukla dişler üzerine kuvvet iletmek için kullanılırlar, fakat bazıları ise Alışkanlık kırıcılar ( habit breaker ) ve pekiştirme apareyi gibi pasif apareylerdir. Hareketli apareyler ve sabit apareyler olarak sınıflandırılır.
Hareketli apareyler : Ağızdan takıp çıkarılabilen ve üzerindeki yay, vida gibi parçalar sayesinde dişlere kuvveti ileten apareylerdir.

Sabit apareyler : Braket adı verilen minik metal parçalar dişe yapıştırılır bunlar tedavi bitene kadar kadar çıkartılmaz.

Apareyin seçiminde en kısa zamanda en iyi sonuca ulaştıracak yönteme, ortodontist tarafından karar verilir. Ailenin ekonomik durumu, çocuğun tedavi isteği ve uyumu​ ​da kararı etkiler.


  • 0

SÜT DİŞLERİNDE SÜRME ve DÜŞME

Dişler ne zaman sürmeye başlar?

Bebeklerde ilk diş yaklaşık 6.ayda sürmeye başlar.Bununla birlikte diş sürmesinde çoğu zaman gecikmeler veya erken diş sürmesi gözlenebilir.Dişlerin geç sürmesi genellikle genetik yatkınlıkla ilişkilidir; ancak diş sürmesini geciktiren sistemik hastalıklar da göz ardı edilmemelidir.Bu hastalıklar,büyüme ve gelişimi genel olarak engelleyen tiroit,paratiroit ve büyüme hormonu eksiklikleridir.

Yenidoğan da diş tomurcukları vardır. Doğumda tüm süt dişlerinin tomurcukları

​ ​ ​ve birinci kalıcı büyük azı (altı yaş dişinin)​ ​tümsekçikleri oluşmuştur.
4-8 ay arası sürecek dişler:

Üst kesiciler bölgesinde hafif kabartı varsa bu bölgeler üst sağ ve sol yan kesici dişlerin sürmekte olduğunu gösterir.Alt ve üst orta kesiciler sürmüştür. Sürme sırası, önce üst orta kesiciler, sonra üst yan kesiciler, daha sonra alt yan kesiciler şeklindedir.

8-11 aylar arası sürecek dişler:

Tüm alt ve üst orta ve yan kesici dişler sürmüştür.

11-15 ay arası sürecek dişler:

Tüm alt ve üst orta yan kesici dişler sürmüştür.Üst yan süt kesiciler alt yan süt kesicilerden 12 ay önce sürer.Daha sonra birinci süt azıları sürmeye başlar.

15-21 ay arasında sürecek dişler:

Çocuk 18 aylık olunca süt köpek dişleri sürmeye başlar.

Bir buçuk – iki buçuk yaş arasında sürecek dişler:

Alt ve üst çene ikinci sütazıları da sürmüştür.Süt dişlerin kök kireçlenmesi taçlarının sürmesinden bir yıl sonra tamamlanır. Kalıcı 1. büyük azı dişi altı yaşında sürer. Altı yaş dişi, 6 yaşında mevcut süt dişlerinin arkasından sürer. Çocuklar ve anne-babalar altı yaş dişlerini süt dişleri ile karıştırırlar. Bu dişlerin tam sürmeden önce sadece çiğneyici yüzü aylarca olduğu yerde sürmeden kalabilir.Gıda birikintileri çürüğe neden olur.Bazen de diş eti iltihabı​ ​oluşur.

​ ​Fırçalama işleminde macundan çok, etkili bir fırçalama işleminin önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Bunları Sakın Unutmayın!

-​​Bebeğinize gece son beslenmesinde ​ş​ekerli gıdalar vermeyin. edilmelidir.
-Biberonla süt içirdikten sonra ağız temizliği için su i​ç​irin, bir parça peynir verin.
-Emziği kesinlikle ​ş​ekere, bala, pekmeze batırmayın.
-Beslenme sırasında bebeğinizin kasığını ağzınıza almayın, lokmaları ağzınızdan çıkarıp​​ bebeğe vermeyin.
-Çocuğunuza ​ş​​ekerli yiyecek ve içecekleri iki öğün arasında vermeyin.
-Her beslenmeden sonra su vererek ağız içinin temizlenmesini sağlayın.
-Bebeklere bir yasından sonra emzik ve biberon bıraktırılmalı, bardak ve kasık kullanarak beslenmeye alıştırılmalıdır.
-Çocuğun doğumundan itibaren her beslenmeden sonra ağız içi ıslak gazlı bezle temizlenmeli,bu islem süt disleri sürdükten sonrada devam etmelidir.
-İki yasından itibaren sizin kontrolünüzde günde iki defa​ ​dislerini​ ​düzenli fırçalatın. -Çocuğunuzun yaşına uygun dis fırçası ve dis macunu seçin.
-Dis macununun miktarı bezelye büyüklüğünde olmalıdır.
-Çocuğunuzun dis macununu yutmamasına dikkat edin.
-Korucu flor uygulaması için dis​ ​hekiminize basvurun.
-Süt dislerinde çürük varsa mutlaka tedavisini yaptırın.
-6 yasında süt dislerinin en arkasından süren,ömür boyu ağzımızda kalması gereken 6 yas dislerine fissür örtücü uygulatın. Çürük var ise mutlaka tedavi ettirin.
-Çocuğunuzu altı ayda bir dis​ ​hekimi kontrolüne götürün.
-Düzenli diş hekimi kontrolü alışkanlığınız olsun.


  • 0

FLORLAMA VE FİSSÜR ÖRTÜCÜLERİ

FLORLAMA VE FİSSÜR ÖRTÜCÜLERİ

“Flor uygulaması, dişlerin çürük oluşumuna karşı daha dirençli olmasını sağlayan ve ağız içerisinde çürük oluşturucu mikroorganizmaları azaltan bir yöntemdir”

FLORLAMA NEDİR
Florlama, özel üretilmiş tek kullanımlık kaşıklar ile jel kıvamındaki floru dişlere lokal olarak tatbik etmek suretiyle yüksek konsantrasyondaki florun minenin yapısını güçlendirmesi esasına dayanır.Yaklaşık olarak 30 ila 60 saniye arasında dişe tatbik edilir. 6 aylık periodik kontrollerde flor uygulaması yapılması çürüğe karşı önemli ölçüde koruma sağladığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

KİMLERE FLOR UYGULAMASI YAPILABİLİR
Yetişkin veya çocuk farketmeksizin çürüksüz ağızlarda koruyucu olarak,
Dişlerinde hassasiyet problemi olan hastalarda hassasiyeti gidermeye yardımcı olarak,
Dişlerinde erezyon görülen kişilerde,
Çürüğe yatkın ağızlarda koruyucu olarak,
Ağız hijyenini sağlamakta güçlük çeken veya özel bakıma ihtyac duyan rahatsızlığı olan bireylerde

HANGİ SIKLIKTA FLOR UYGULAMASI YAPILMALIDIR
Ortalama olarak 6 aylık rutin kontrollerde flor uygulaması yapılması ve diğer koruyucu yöntemler ile çürük oluşumunu önemli ölçüde engellemek mümkündür.Ancak yaşa ve çürük oluşma riskine bağlı olarak değişik sıklıklarda flor uygulamasına gerek görülebilir.

 


  • 0

ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ (PEDODONTİ)

ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ (PEDODONTİ)

Doğumdan ergenlik çağının sonuna kadar geçen sürede ağız-diş sağlığı ile ilgili problemleri inceleyen ve çözüm getiren bir bilim dalıdır.

Çocuklarda süt dişlerinin sürmesinden başlayarak kalıcı dişlenmeye giden süreç içerisinde diş sistemi de birçok dönemden geçer.

Bu dönemler içerisinde diş sürme bozukluklarının takipleri ve önlenmesi, süt dişlerine ve kalıcı dişlere çürükten koruyucu yöntemlerin uygulanması, süt dişlerinin ve kalıcı dişlerin çürüklerinin tedavisi, erken çekimler sonucu oluşabilecek dişsiz boşlukların ileride diş dizisini bozmaması için apareyler yapılarak korunması, hatta dişsiz doğan çocuklara çocuk protezlerinin uygulanması şeklinde birçok uygulamayı içeren bir bilim dalıdır.

Pedodonti bölümünde Pedodontistler (Çocuk Diş Hekimleri), çocukların fiziksel ve duygusal gelişimlerine göre psikolojik yaklaşımda bulunarak tüm bebek, çocuk ve gençlerin tam ağız muayenelerini ve her türlü tedavi ve koruyucu uygulamalarını gerçekleştirmektedirler.
Son yıllarda çürük sıklığı konusunda yapılan araştırmalara göre; çocuklarda çürük sıklığının, hem süt dişlenme (2-6 yaş arası) döneminde hem de karışık dişlenme (7-12 yaş arası) döneminde %90’a ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle, çocuğun gelecekteki ağız ve diş sağlığını ve en önemlisi genel sağlığını da koruyabilmek için çürükten koruyucu yöntemlerin uygulanması büyük önem taşımaktadır. Çocuk diş hekimleri, çocuğun diş ve yaş gelişimine göre doğru zamanda bu koruyucu uygulamaları yaparak çocukların ağız ve diş sağlıklarını olduğu kadar genel sağlıklarını da önemli ölçüde etkileyen diş çürüklerinden korumuş olurlar.
Bu nedenle 1 yaşından itibaren çocuğunuzun ilk ağız ve diş muayenesini yaptırıp çocuk diş hekiminizin belirleyeceği aralıklarda (4-6 ayda 1) ağız ve diş kontrolleri ile bakımını yaptırarak çocuğunuzu diş çürüklerinden tamamen korumuş olursunuz. Günümüzde birçok erişkinde karşılaştığımız “Diş Hekimi Korkusu!”nun çocuğunuzda gelişmemesi için ilk diş hekimi muayenesinin yapıldığı zaman ve yapan diş hekimi büyük önem taşımaktadır.


  • 0

Diş Ağrısı Sebepleri ve Tedavileri

Diş Ağrısı Sebepleri ve Tedavileri​

SOĞUK İÇECEK ve YİYECEKLERLE BİRLİKTE BAŞLAYAN AĞRI ÇÜRÜK HABERCİSİDİR.​​

DİŞ AĞRISI​
Diş çürümesi, diş minesinin aşınması, diş etlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer sebeplerden kaynaklanır.Diş ağrısı, neredeyse herkesin yaşamının bir veya birden fazla döneminde yakındığı bir rahatsızlıktır. Genel kanaat, diş ağrılarının basit ağrılar olduğu yönündedir ve bu sebeple dayanılmaz hale gelinceye kadar dişhekimine gitmek genellikle ertelenir. Ayrıca yine aynı kanı sebebiyle bilinçsiz ağrı kesici kullanımının ve çeşitli yöntemlerin en sık görüldüğü ağrı türlerinden biridir.

Diş ağrılarının sebepleri:
Diş minesinin aşınması
Dişeti hastalıkları
Diş çürükleri ve diş abseleri
Gömülü Dişler (yirmilik dişler)

Sinüzit gibi ağız dışı hastalıklar olarak sıralanabilir.Diş ağrıları nedenleri arasında en sık görülen diş çürükleridir. Toplumun​büyük çoğunluğu​​​ diş çürüklerine rastlanmaktadır. Bu durum özellikle yetersiz veya kötü ağız hijyeninden kaynaklanır. Ağız içine yerleşen bakteriler şekerli ve unlu yiyecek kalıntıları ile asit oluşturur ve bu da dişin koruyucu tabakasını zayıflatarak çürüklere sebep olur.
Diş ağrıları genellikle zonklama biçiminde ve son derece rahatsız edici olarak hissedilir. Ağrı gittikçe şiddetlenir ve bazen dayanılmaz bir hal alır. Özellikle abse gibi iltihabi bir durum mevcutsa dışarıdan farkedilecek kadar şişliklere sebep olabilir. Sıcak – soğuk hassasiyeti ve dişe bastırınca hassasiyet artar. Dişlerde minik kırılmalar görülebilir.Diş ağrısı başladığında zaman kaybetmeden bir dişhekimine gitmekte yarar vardır. Çünkü diş ağrısı sebeplerinden de anlaşılacağı gibi, ağrı kendi kendine geçme özelliği göstermez ve tedavi gerektirir.Diş Ağrısı Tedavisi (diş ağrısına pratik çözümler):
Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları sebebi ile bu gibi ilaçlar dişetinde ve çevredeki yumuşak dokularda tahrişlere sebep olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ekstra bir ağrının oluşmasına sebep olacaktır.
Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda artıkları, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave ederek karıştırılmalı ve bu tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır.
Diş hekimine gitmeden önce ağrı kesici bir ilaç alınabilir.
Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır.
Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı emdirilmiş pamuk konulabilir. Eugenol ağrının hafiflemesini sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol ün diş etine sızması önlenmelidir. Çünkü karanfil yağı da yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir.
Bir an önce diş hekimine başvurulmalıdır.


  • 0

Hamilelikte Diş Sağlığı

 

Hamilelikte diş bakımı nasıl olmalıdır?
Ağız ve diş sağlığımızın sürekliliğini sağlamak için bir ömür boyunca etkili bir bakıma ihtiyaç duyarız.

Fakat kadınlar ağız ve diş sağlığı konusuna hayatlarının belirli dönemlerinde; puberte, hamilelik, menapoz ve mensturasyon zamanlarında daha fazla ilgi göstermelidir.

Diş sağlığım için hamilelik döneminde nasıl beslenmeliyim?
Hamilelik döneminde anne süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeler tüketerek kalsiyum açısından zengin gıdalar almalıdır. Alınan gıdalarla yeterli kalsiyum sağlanmazsa bebeğin gelişimi için ihtiyacı olan kalsiyum annenin kemiklerinden karşılanır.

İyi beslenilir, yeterli miktarda ağız ve diş bakımına özen gösterilirse gebelik döneminde normal zamanlardan daha farklı ağız ve diş sorunları ile karşılaşmazsınız. Gebelikte sırasında beslenme konusu hem bebeğin hem de annenin genel sağlığı, ayrıca ağız ve diş sağlığı için önemlidir. Bebeğinizin diş gelişimi 5. ve 6. haftalardan itibaren başlar.

A, C, D vitaminleri ve fosfor, kalsiyum açısında zengin ana yiyecekler, meyveler, sebze, tahıllı ürünler, süt ürünleri ve mandıra ürünleri tüketmeye özen göstermeli,
Et, balık ve yumurta gibi yiyecekler tüketilmeli,
Şekerli yiyecekleri elinizden geldiği kadar tüketmemeye gayret etmeli,
Karamel, kurutulmuş meyve gibi dişlere yapışan şekerli yiyeceklerden kaçınmalısınız.
Hamileyken diş tedavisi yaptırmamda herhangi bir sakınca var mı?
Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin organ gelişim evresi olduğu için ilk 3 ayda etkili diş tedavisinden kaçınmanız gerekmektedir.
Diş randevularınızı ikinci üç aya ertelemeniz daha iyi olacaktır
Acil bazı durumlarda (diş veya diş eti iltihabı) oluşan enfeksiyon durumunun bebeğinizin gelişimini dental tedavinin sakıncalarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve jinekoloğunuzun tavsiyeleriyle gerekli dental tedaviye başvurulmalıdır.


  • 1

Lamina (Yaprak Porselen) Diş Kaplaması

Lamina kaplama ne demektir ?

Halk arasında yaprak porselen olarak dile getirilen lamine (laminey), laminate olarak bilinen lamine porselen kaplamalar Diş yapısında görünümünüzü etkileyen bozukluklarda uygulanan son derece estetik bir uygulamadır. Genellikle sorunlu olan ön dişlerde kullanılan bir yöntemdir. Lamina diş kaplamaları dişlerin ön yüzeylerine ince porselen tabakanın yapıştırılması ile dişlerde var olan yapısal bozuklukların giderilmesidir. Uygulanan laminat kaplamalarla dişlere estetik ve doğal bir güzellik kazandırılır.

Porselen tabakalardan hazırlanan lamina diş kaplamaları, ışık geçirgenliğine sahip diş ile mükemmel bir uyum sağlayan yapılardır.

Lamina uygulaması ne zaman yapılır ?

Lamine uygulamaları genellikle ön dişlerde uygulanmaktadırlar. Ön dişlerde oluşan renk bozukluklarında, kalıtsal ve diş beyazlatma işlemleri ile sonuç alınamayan durumlarda, ön dişlerin birbirinden ayrık olduğu durumlarda, dişlerde kırıkların yada yapısal bozuklukların, aşınmaların olduğu durumlarda, eski dolguların sararmaları ve dişlerde renksel bozukluklar oluşturdukları durumlarda, ortodontik tedaviyi istemeyen hastalarda, diş çarpıkıklıklarının düzeltilmesinde uygulanan ve son derece mükemmel sonuçların alındığı bir estetik diş uygulamasıdır.